Kolorektal Kanserler

Kalın bağırsak ve kalın bağırsağın son kısmı olan rektumdan kaynaklanan kanserlerdir. Ülkemizde, kalın bağırsak kanserleri kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü sıklıkta görülen kanser türüdür.

Risk Faktörleri

Yaş: Kalın bağırsak ve rektum kanseri herhangi bir yaşta ortaya çıkabilse de 50 yaş sonrasında risk artmaktadır. Hastaların %90’ından fazlası 50 yaşın üzerinde olan kişilerdir. Bu yaştan sonra risk, her 10 yılda ikiye katlanır.

Aile öyküsü: %20 hastada ise ailesel geçiş söz konusudur ancak geri kalan %80 hastada aile hikâyesi bulunmamaktadır.Ailede (birinci ve ikinci derecede akrabalar) veya kendisinde kalın bağırsak kanseri-polibi öyküsü, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı (8-10yıldan sonra risk artar) ve meme, yumurtalık ve rahim kanseri olanlarda risk artar.

Diet ve Çevresel Faktörler: Hayvansal yağlar, düşük lifli gıdalar, alkol, sigara, obezite ve sedanter yaşam riski arttırır.

Kolorektal Kanserler Nasıl Oluşur?

Kalın barsak ve rektum kanserleri barsak duvarında bulunan bir grup hücrenin büyüyerek polip haline dönmesi ve polipin de çeşitli risk faktörleri varlığında kansere dönüşmesi ile oluşmaktadır. Çoğu polip iyi huylu olmakla birlikte bazı tipleri zamanla değişim göstererek kanser dokusu haline gelebilirler.Kolorektal kanserlerin %95’i poliplerden gelişir. Tespit edildiklerinde endoskopik olarak çıkarılmalarıyla ileride kansere dönüşmeleri engellenmiş olur. Başka bir deyişle kolorektal kanserler tarama programlarıyla %95 oranında önlenebilir kanserlerdir.

Tarama

Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisine göre artmış risk grubuna girmeyen her kişi 50 yaşın üzerinde tarama programına alınmalıdırlar. Yılda bir kez dışkıda gizli kan testi ve 5 yılda bir endoskopik inceleme yapılmalıdır.

Ailesinde kolorektal kanser veya polip öyküsü olan kişiler 40 yaşından itibaren veya ailedeki hasta kişinin tanı yaşından 10 yaş önce tarama programına alınmalıdır.

Ailesel Polipozis Koli ( FAP ) tanısı almış kişilerin aile fertlerine genetik testler uygulanmalıdır. Genetik testleri negatif sonuçlanan bireyler normal risk grubundaki kişiler gibi tarama programına alınmalıdır.Genetik testleri pozitif sonuçlananlar ise ergenlik çağından itibaren kolonoskopik taramaya alınmalıdır.Ailesel polipozisi olanlarda 0 kanser gelişeceğinden tüm kalın bağırsağın ameliyatla alınması gerekmektedir.

Altmış yaşından önce yumurtalık veya rahim kanseri görülen kadınlara 40 yaşından itibaren 5 yılda bir kolonoskopi yapılmalıdır.

Belirtiler

Makattan kanama: Makattan kanama kalın bağırsak ve makatı ilgilendiren birçok hastalıkta görülebilmekte, ancak kanserin en önemli bulgusu olması nedeniyle ihmal edilmemesi gerekmektedir.

Bağırsakalışkanlıklarında değişiklikler:Uzun süren kabızlık ve diyare, dışkı çapının incelmesi, makatta dolgunluk hissi olması vb.

Karın ağrısı, şişkinlik, kusma: Eğer gelişen kanser ileri aşamaya gelmişse, bu defa bağırsak pasajını tam tıkayarak, bağırsak tıkanmasına neden olur. Hastanın karnında şiddetli ağrı meydana gelir ve bağırsaklarda aşırı gaz ve dışkı birikmesine bağlı olarak karın şişer.Bu acil cerrahi müdahaleyi gerektiren çok ciddi bir durumdur.

İstemsiz ve Kısa Sürede Kilo Kaybı

Kansızlık-solukluk: Makattan kırmızı renkli kanama veya farkedilmeyen gizli kanamaya bağlı olabilir. Özellikle 50 yaşın üzerinde kansızlık tespit edilmesi halinde mutlaka endoskopik inceleme yapılmalıdır.

Dışkıda Gizli Kan Testi Pozitifliği

Tanı

Fizik muayene: Rektumunson kısmında yerleşmiş kanserler parmakla yapılan muayene ile saptanabilir.

Dışkıda gizli kan testi: Kanserlerin yaklaşık yarısı testte bilerlenebilecek kadar kanarlar. Negatif çıkması durumunda da şüphe varsa ileri tetkikler yapılmalıdır.

Endoskopi: Tüm kalın barsağın incelenmesi işlemine kolonoskopi, son 60 cm’lik kısmının incelenmesine rektosigmoidoskopi denir. Bu inceleme sırasında lezyonu görmenin yanı sıra, gerekir ise buralardan biyopsi de yapılabilir.Ayrıca polipler çıkarılabilir.

Sanal kolonoskopiBağırsak temizliğinin ardından kalın bağırsak hava ile şişirilir ve MR veya BT ile görüntüler alınarak 3 boyutlu olarak bilgisayar ortamında birleştirilir. Polip ve kanser şüphesi olan lezyonlar yerleşim yeriyle saptanabilir.Çok küçük lezyonlar atlanabilir.

Diğer tetkikler:Akciğer ve karın tomografisi, rektum kanserlerinde makattan yapılan özel ultrason, karın alt kısmının manyetik rezonans incelemesi (Pelvik MR) ve bazı durumlarda hastalığın yaygınlığını değerlendirmek amaçlı (kanser hücrelerinin başka hangi organlara yayıldığını değerlendirmek için) pozitron emisyon tomografisi (PET) istenebilir.

Tedavi

Cerrahi Tedavi: Öncelikli tedavi cerrahidir. Ameliyat açık ya da laparoskopik yöntemle yapılabilir. Laparoskopik yöntem kalın bağırsağın herhangi bir bölgesinde gelişmiş  kanserde güvenle uygulanmaktadır. Cerrahi ile kanserli olan bağırsak bölgesi ve onu besleyen damarları ve lenfleri içeren yağ dokusu çıkarılır, bağırsaklar tekrar birbiriyle birleştirilir.Sonrasında kemoterapi ve radyoterapi cerrahi tedaviye ek olarak uygulanabilir.

Eğer kanser erken tanı konur ve tedavi edilirse, hastaların %80-90’ı sağlığına kavuşur. Tanı geç evrelerde konursa, iyileşme şansı %60 veya daha altına düşer.Kolorektal kanserli hastaların %5’inden azında, cerrahi olarak hastalıklı olan kalın barsağın çıkarılmasının ardından, geri kalan kalın barsağın karın duvarına ağızlaştırılması gerekebilir. Bu işleme de kolostomi denir.

Kemoterapi:Kanser hücrelerini yok edilmesi için kullanılan ilaçlar kemoterapi olarak isimlendirilir. Kemoterapi, vücudun direncini düşürür.Kişinin enfeksiyonlara eğilimi artar.Diğer yan etkileri, kansızlık, ağız içinde yaralar, ishal, cilt renginde koyulaşma ve saç dökülmesi görülebilir.

Radyoterapi: Radyoterapi, özellikle rektumda yerleşmiş kanserlerde uygulanmaktadır. Rektum kanserlerinde ameliyat öncesinde tümörü küçültmek ve tekrar etme olasılığını azaltmak için yapılabilir. Ameliyat sonrasında da o bölgedeki nüksü(tekrarı) önlemek için kullanılır.

Ameliyat Sonrası Takip

Ameliyat sonrası takip, kanserin tekrarlama ve yeni poliplerin oluşma olasılığına karşı yapılır.Tekrarlayan kanserler, en sık iki yıl içinde tespit edilir. En az 5 yıl süre ile azalan sıklıklarda izlem gereklidir. Takipte genel muayene, kan testleri, kolonoskopi, akciğer grafisi, ultrasonografi ve  tomografi incelemeleri uygulanır.